Moğollar’ı Kim Kurdu ?
Moğollar’ı Kim Kurdu: Hepimizin tıpkı ekmeğin temel bir besin kaynağı olduğunu bilmemiz gibi gayet iyi ezberlediğimiz bir şeydir. Hatta elin Avrupalısının bile titreyerek andığı Moğol İmparatorluğu, 1206 yılında Cengiz Han tarafından kurulmuştur.
34 milyon km2’lik alanı yayılan devletin 1294’te sonlanması ve bölünmesi, Moğol Devleti’nin tarihte var olmuş birçok egemen devletten son derece farklı olduğunu gösterir. Örneğin; bir Roma veya Osmanlı İmparatorluğu’nun yüzlerce yıl hüküm sürdüğü gibi kalıcı olamamışlardır. Bu konunun sosyal, kültürel, coğrafi, ekonomik, ticari, vs. birçok yönden birkaç kitap dolusu analizi yapılabilir. Ama kısaca değinecek olursak sebepleri arasında aşağıdaki izlenimler gösterilebilir.
Moğollar Nasıl Büyüdü?
1) Bahsettiğimiz kıyaslamadaki insanlar karakter itibariyle birbirinden son derece farklıdır.
Osmanlı Devleti, yükselme dönemine girdiğinde çoktan göçebelikten çıkıp yerleşik yaşama adapte olmuştur. Aynı zamanda tutarlı bir devlet yönetimini benimsemişti. Moğol İmparatorluğu’nu kuran Cengiz Han ve halkı ise Orta Asya’nın uçsuz bucaksız, yıpratıcı ve sert ikliminden kopup gelmişlerdi. Tarım ve hayvancılığın kıtlığına bağlı olarak savaşmayı temel geçim kaynağı olarak görmüş göçebelerdi. Hepsinden de önemlisi, bu insanların öncelikli amacı dünyaya egemen olmak gibi bir hırstan değil, karnını doyurmak gibi temel bir ihtiyaç güdüsünden geliyordu. Bununla birlikte kişilik yapıları gereğince bu gereksinimlerini karşılamak için de sürekli hareket halinde olmak, yakıp yıkmak ve ezmek zorundalardı.
2) Yukarıdaki anlayışa bağlı olarak Moğollar ve benzeri milletlerde ebediyen işleyecek bir sisteme bağlı değil, kişiye bağlı bir yükseliş söz konusudur.
Şöyle ki; sınırları dahilinde 100 milyondan fazla insanı geçindirmek zorunda olan bu imparatorluğun; Cengiz Han’ın ölümünün akabinde bir duraklamaya girdiğini, oğlunun da ölümünden kısa süre sonra fiilen bölünmenin gerçekleştiğini görürüz. Yani; halkını daha iyi şartlarda yaşatmak için sonsuz bir azim, cesaret ve zeka sahibi olan Cengiz Han, tarihin de hakkını verdiği gibi adeta mitolojik, olağanüstü bir karakterdir. Zaten diğer türlü; kendi iç çekişmelerinde boğulan, başka bir deyişle yarı aç yarı tok dolaşan tüm göçebe toplulukların tek bir hedef için birleşmesi pek mümkün değildi. Dolayısıyla bu imparatorluğu, özellikle Cengizhan İmparatorluğu olarak adlandırmak da yerinde bir tabir olurdu.
Cengiz Han Ölmeden Moğollar
Yukarıdaki analiz doğrultusunda, 1227’de Cengiz Han’ın ölümüne kadar neredeyse tüm Asya’da hakimiyet kuran bu imparatorluk, olağanüstü geniş bir yüzölçümüne sahipti. Başka bir deyişle tarihin en büyük imparatorluklarından biri haline gelmişlerdi. Ukrayna ve İran’dan; Çin ve Hindistan’a kadar İpek ve Baharat yollarının tek hakimiydiler. Yüzölçümü olarakta 24 km²’lik bir alana yayılmışlardır. Aynı zamanda yine yüzölçümü olarak dünyanın %22’sine sahiptiler.
Cengiz Han’dan Sonra Moğollar
Cengiz Han’ın ölümünden sonra başa geçen Ögeday (1251-1259), Güyük (1246-1248), Möngke (1251-1259) ve Kubilay (1260-1294) dönemlerinde de var olmayı başaran Moğol İmparatorluğu; 1294’te ise Altın Orda, İlhanlılar, Çağatay ve Kubilay Hanlıkları olarak dörde bölünmüştür.