Jeneratörü Kim Buldu ?
Jeneratörü Kim Buldu: Dinamo veya jeneratör, hareket enerjisini elektrik akımına dönüştüren cihazdır. Daha doğrusu dinamo, elektrik jeneratörünün orjinal ve eski adıdır. Dinamo, sabit bir manyetik alan sağlayan stator adı verilen bir yapıdan ve bu alan içinde dönen armatür adı verilen bir dizi döner sargıdan oluşur. Bu kavramın ortaya çıkışı Michael Faraday (1791-1867) dönemine kadar uzanır.
Faraday, fakir bir demircinin oğlu olmakla birlikte bilime karşı çok meraklıydı. 14 yaşlarında bir ciltçide asistanlık yaparak iş hayatına çok erken yaşlarda atılmıştır. Hem bura bulunan, hem de buraya gelen kitapları okuyarak kendisini oldukça geliştirmiştir. Bilimci, henüz 21 yaşındayken müşterilerden biri tarafından dönemin ünlü bilim adamlarından “Humphry Davy“nin gösterisini izlemek için bilet satın aldı. İşte o andan itibaren Faraday’ın hayatı değişecek, yep yeni bir hayata yelken açacaktı.
Faraday, bilim adamının konferasında onun teorilerini etkili bir şekilde kaleme alarak, kitap haline getirip ciltledi. Faraday’ın bu jesti, Davy’i çok etkilemişti. Ünlü bilim adamı kendisini yanına çırak olarak almaya karar vermişti. Faraday, bu andan itibaren kendisini oldukça geliştirerek sürekli aşama kaydetmiştir. Hatta parlak içgörüleri ve derslerdeki popülaritesiyle oldukça ünlenmiştir. Bunun yanında artık İngiltere’nin önde gelen bilim adamlarından birisi olmuştu.
Yine Faraday, bir mıknatısın kapalı bir elektrik devresinin yanında hareket ettirildiğinde veya içinden geçen manyetik alan değiştirildiğinde, içinde bir elektrik akımının akması için “indüklenebileceğini” keşfetti. Bu “elektromanyetik indüksiyon“, elektrik jeneratörlerinin, transformatörlerin ve diğer birçok cihazın gelişim sürecinde temel ilkerinden birisi olmuştur. Faraday, aynı zamanda akımı indüklemenin başka bir yolunu daha bulmuştur; bu yöntem, elektrik iletkenini hareket ettirirken manyetik kaynağı hareketsiz tutmaktı.
Dinamoyu Kim Keşfetti ? Jeneratör Ne Zaman Üretilmiştir ?
Michael Faraday, 1831’de ‘Dinamo’ veya Elektrik Jeneratörünün ilk laboratuvar modellerini icat etti. Bu model, özellikle bir mıknatısın kutupları arasında dönen bir bakır diskten oluşuyordu. Bu aygıt, bir komütatör kullanmadığı için teknik anlamda bir ‘Dinamo’ değildi. Ancak Faraday’ın icat ettiği bu disk, manyetik alandaki tek akım yolu nedeniyle çok düşükte olsa voltaj üretmeyi başarmıştı. Bununla birlikte Faraday ve arkadaşları, telin çoklu turlarını bobin içine sararak daha yüksek, daha kullanışlı voltajların üretilebileceğinin de yolunu bulmuşlardı aslında. Bu sayede tel sargıları, dönüş sayısını değiştirerek istenen herhangi bir gerilimi rahatlıkla üretebilecek hale geleceklerdi. Zira öyle de oldu; ve daha önce kullanılmayan komütatör kullanılarak; sargıların harici devreye bağlantısı terse çevrilmiştir. Böylelikle alternatif akım haricinde doğru akım da üretilmiş oldu. Artık Faraday görevini başarıyla tamamlamıştı. Bundan sonrası yıllar boyunca hız kesmeden gelişecek teknolojinin işiydi. Ancak Faraday’ın bu hafife alınamaz buluşu ve icadı, dünya tarihine adını çoktan altın harflerle yazdırmıştı.
