Periyodik Tablo Nedir?
Hepimizin fen derslerinden aşina olduğumuz Periyodik Tablo, kimyasal elementlerin sınıflandırılmasında kullanılmak için geliştirilmiş bir tablodur. Başka bir deyişle periyodik tablo, insanoğlu tarafından bilinen tüm elementlerin artan atom sayılarına ve yenilenen kimyasal özellikleri uyarınca düzenlenmesidir. Bir satırın bir nokta ve bir sütunun bir grup kabul edildiği tablo şeklinde ve bir düzende sınıflandırılmaktadırlar. Elementler, yükselen atom numaralarına göre soldan sağa veya yukarıdan aşağıya doğru sıralanmaktadırlar. Böylece, aynı gruptaki elementler ortak değerlik elektron konfigürasyonuna veyahut benzer kimyasal özellikleri taşıyacaktır.
Periyodik Tabloyu Kim İcat Etti?
Periyodik tablonun bulunuşundan önce de bu konuda çalışmalar yapılmıştır. Ancak muciti, Rus bir kimyager olan Dimitri Mendeleyev olarak kabul edilmektedir.
Altın, gümüş, bakır, kalay, kurşun, cıva gibi elementler en eski çağlardan beri bilinmekteydi. İlk olarak Henning Brand’ın 1649’da fosforu bulmasından sonra kimya bilimi gelişmiş ve 1869’a kadar 63 tane element bulunmuştur. Bunların arasında oksijen, klor, brom, iyot vb. bir çok önemli element de bulunmaktadır. Günümüzde kullanılan ilk periyodik tabloyu ise Fransız bilim adamı A. E. Beguyer de Chancourtois oluşturmuştur. Dolayısıyla periyodik tablonun babası olarak Mendeleyev’in adıyla birlikte, Julius Mothar Meyer ismi de lanse edilmektedir. İki bilim adamı da birbirlerinden habersiz olarak benzer çalışmalara adım atmışlardır.
Yeni elementlerin keşfedilmesi ile birlikte Sıfır Grubu ve Halojen Grubu da Periyodik Cetveldeki yerlerini almıştır. 1911 yılında A. Van den Broek‘in çalışmaları sonrasında atom ağırlıklarının atom üzerindeki yüke yaklaşık olduğunu bulması ile birlikte bu özellik atom numarası olarak tanımlandı. Aynı zamanda periyodik tabloda elementlerin yerleştirilmesinde kullanıldı. Bununla birlikte periyodik tablonun son büyük değişikliğini ise 1940 yılında plutonyumu bulan Glenn Seaborg gerçekleştirmiştir. Daha sonra da 94’den 102’ye kadar tüm uranyum ötesi elementleri bulmuştur. Bu sebeple, bu çalışmalarından ötürü 1951 yılında Nobel Ödülü kazanmıştır. Ayrıca 106 no’lu elemente de Seaborgiyum ismi verilmiştir.